top of page

ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN ÖNEMLİ BİR KARAR: HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU’NDAKİ PARASAL SINIR DÜZENLEMELERİNİN ANAYASAL DENETİMİ



Anayasa Mahkemesi, 30 Ocak 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 04.12.2024 tarihli ve 2023/182 E. 2024/203 K. sayılı kararıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na “(HMK”) 2016 yılında eklenen ek 1. maddenin (2) numaralı fıkrasında yer alan "parasal sınırların hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınarak belirlenmesini" öngören düzenlemeyi Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine  aykırı bularak iptal etmiştir.


Bu karar, istinaf ve temyiz sınırlarının belirlenmesine ilişkin yargılamanın farklı aşamalarında doğabilecek hak kayıplarını önlemeyi amaçlayan önemli bir içtihat niteliğindedir. Ayrıca, karar; mahkemeye erişim hakkı, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri bağlamında yargı uygulamalarında köklü değişikliklere yol açabilecek bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.


Kararın Konusu ve Anayasa’ya Aykırılık Gerekçesi

HMK’nın 341. ve 362. maddeleri, istinaf ve temyiz başvurularına ilişkin parasal sınırları düzenlemektedir. Söz konusu sınırlar, her yıl Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmakta ve hükmün verildiği tarihte geçerli olan sınır esas alınarak uygulanmaktaydı.


Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, parasal sınırların hükmün verildiği tarihte geçerli olan miktara göre belirlenmesi nedeniyle, davanın açıldığı tarihte istinaf veya temyiz yolu açık olan bir kararın, yargılama süreci içinde temyiz edilemez hale gelebileceği belirtilmiştir. Bu durumun hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleriyle çeliştiği, mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği ve eşitlik ilkesini zedelediği ileri sürülmüştür.


Anayasa Mahkemesi, yaptığı değerlendirmede şu hususları vurgulamıştır:


  • Hukuki güvenlik ilkesi gereğince bireylerin, yargılama sürecinin başında hangi kanun yollarına başvurabileceklerini öngörebilmeleri gerekmektedir. Ancak, hükmün verildiği tarihteki parasal sınırın esas alınması, davanın açıldığı tarihte temyiz edilebilir olduğu düşünülen bir kararın, yargılama sürecinin ilerleyen aşamalarında temyiz edilemez hale gelmesine neden olabilmektedir.


  • Yargılama sürelerinin mahkemeler arasında farklılık göstermesi, aynı tarihte açılan davaların farklı sonuçlara yol açmasına sebebiyet vermektedir. Davası daha hızlı sonuçlanan kişiler için temyiz yolu açık olabilirken, yargılaması daha uzun süren kişiler açısından bu yol kapanabilmektedir. 


  • Mahkemeye erişim hakkı, yalnızca dava açma hakkını değil, aynı zamanda verilen hükmün üst yargı mercileri tarafından denetlenmesini talep etme hakkını da içermektedir. Bu çerçevede, kanun yollarına başvuru hakkının, yargılama sürecindeki öngörülemeyen faktörlerden etkilenmemesi gerektiği belirtilmiştir.


Tüm bu gerekçeler doğrultusunda, Anayasa Mahkemesi, HMK’nın Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan “341 inci, 362 nci” ibaresini Anayasa’nın temel hak ve hürriyetlerin yalnızca kanunla sınırlanabileceğini öngören 13. maddesine ve hak arama hürriyetini güvence altına alan 36. Maddesine aykırı bularak iptal etmiştir. Bununla birlikte, iptal edilen hükmün doğuracağı hukuki boşluk dikkate alınarak, iptal kararının Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.


Sonuç

Anayasa Mahkemesi’nin 04.12.2024 tarihli ve 2023/182 E. 2024/203 K. sayılı kararı, mahkemeye erişim hakkının korunması, hukuki öngörülebilirlik ve eşitlik ilkelerinin güvence altına alınması açısından önemli bir içtihat niteliği taşımaktadır.

 

İLETİŞİM

 

Maidan İş ve Yaşam Merkezi C Blok Kat:9 No:107-108, Mustafa Kemal Mah. 2118. Cad. No: 4

Çankaya - Ankara - Türkiye

         

             

               

+90 312 511 05 35

Güncel hukuki gelişmeler hakkında bilgi almak için bültenimize abone olabilirsiniz.

DİĞER BAĞLANTILAR

  • LinkedIn Clean

© 2025 by İnce Legal

bottom of page